apartmanlar ve duvar dipleri
toz toprak
kertenkele, güneş, diken, taş
kırık cam ve sararmış gazete...
öyle bir hiçbiryeregitmezlik ki
her şey hep içine içine dönüyor.
küçük çemberleri arşın arşın adımlayan
dar hayatlar ve solgun yüzlü adamları
kadınları, çocukları, anneanneleri
balkonlarda naneleri ve süs biberleri
belediye konutları ya da toki evleri
yalandan basket sahası, spor aletleri
pencereleri, kör kör binlerce göz
beyaz çarşafları, teslim bayrakları...
öğleden sonranın kendini bilmez rüzgarı
bir ölü toz kaldırıyor.
bir yere çıkmayan sokakları
yer yer yeşil ve boz, kir ve gri
yerin üzerinden kayıp gidiyor
bir bulutun gölgesi, acelesi var belli
beklemez toprak, ille yağmur...
bir çekirge, yaban otlarını bile
susuzlukla sınamasın hu
diye hal diliyle dua ediyor.
uzaklarda
hiç görmediğimiz damlara yağmur yağıyor,
o odalarda
hiç bilmediğimiz insanlar sevişiyor,
ve rahme henüz düşmemiş bebekler
bir yerlerde sabırsızlıkla bekleşiyor.
(24.12.2011)
Tuesday, April 10, 2012
Wednesday, April 4, 2012
Subscribe to:
Posts (Atom)