Wednesday, April 24, 2013

007




bir kraliçe / baldan gözleriyle / içimdeki yumurtaları yakıyor

...

bir şey oluyor, bir şey daha, sonra bir şey daha
hiç gidilmemiş bir sokakta buluyorsun kendini
oysa ölesiye tanıdık, bu taşlar - bu kaldırımlar
bu bazen en acıya sessizce -ve gururla- katlanan kediler
bu çocuklar, önlerinde ağır hayatlar, belli belirsiz
bu duvarlar, bazen önlerinde eğilip kalıyorsun
oysa gitmek istediğin yer burası değildi başta

gemiler hep açıktan hep sessizce geçiyor
bu deniz, bu deniz bir gün kucaklayacak seni
gemilere yüzüyorsun, oysa gemiler çok uzaktan geçiyor
bu balıklar, gün olacak besin döngüsü tamamlanacak
gemilerin gölgesinde ağlıyorsun denizin içine içine
bu dip, bu kum, bu yosun, son görüntü, en güzel acı
oysa gitmek istediğin yer burası değildi başta

şarkılar var, çıkmazları var, ve upuzun gölgeleri
içindeki tellere tellere vuruyor, ve yine vuruyor
parmakları var, güzel parmakları, tuşlara basıyor
o mutfaklarda öptüğün o güzel parmaklar aklına geliyor
o mesafeden o parmaklar içindeki en ince teli buluyor
şarkılar var, gölgelerinde kaybettiğin incilerini arıyorsun
oysa gitmek istediğin yer burası değildi başta

bu orman, ah bu orman, ve kan kokusu, paslı ve topraksı
kan kokusuna geliyor sırtlanlar, artlarında yavruları
yaralı hayvan olmaz ormanda, yaralı hayvan yaşamaz
buraya kadar geldin nasıl, dedin ya bilmiyorsun
bu ağaçlar, her geçişte kabuklarını okşadığın
ve bu toprak, bu kan kokan, bu en güzel yatak
oysa gitmek istediğin yer burası değildi başta

bu gök, bu güzel mavi, en çok bu göğü özleyeceksin
bu bulutlar, bazen bir melek, bazen acılı bir yüz
bu güneş, bütün günahlarını yakıp küllerini savurduğun
ve gecenin pırlantaları, yeşil, mavi ve sarı
pırıl pırıl gülümseyen yıldızlar, ve güzel esinti
bu görüntü kalsın zihninde, ve o serinlik
genzinde tuz, saçlarına yosunlar dolaşık
oysa gitmek istediğin yer burası değildi başta.

No comments: